Sekste başarılı olanların hayatta da daha başarılı olduğu araştırmalar ile kanıtlanmış bir gerçek… Seks, yalnızca yatak odasında yaşanıp bitmiyor, gücü ve yarattığı etki hayatın her alanına yansıyor. Cinsel yaşamları mutlu olan insanlar hayattan ne istediklerini daha iyi biliyorlar. Böylece seks tatmini yüksek ve cinsel hayatı mutlu olan kişiler, karşılarına çıkan fırsatları çok daha iyi değerlendirebiliyor. Bunun sonucunda iş hayatında daha başarılı kişiler oluyorlar. “Cinsel olarak biyolojik hiçbir sorunu olmayan herkes mutlu insandır” diyemeyiz elbette… Seks yapanlar hep mutlu mesut insanlardır diye de algılanmamalı ama iyi seksin iyi hayat anlamına geldiği unutulmamalı. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olan kişilerin daha sosyal oldukları da kesin. Travesti ya da erkek olsun diğer insanlarla vakti geçirmekten keyif alıyorlar. Cinsel yönden sorunu olanlar ise bunu diğer ilişkilerine de yansıtabiliyor. Cinsel olarak mutlu bir hayat yaşayan her 100 kişiden 41’inin dengeli bir hayat sürdüğünü görüyoruz. Cinsel yaşamı başarısız ve mutsuz olanlar ise hayatlarının dengesizliğinden yakınıyor. Yaşadığı seks hayatından yeterince zevk alamayanlar mutsuz oluyor. Seksi sevenler hayatı da seviyor, tam tersi olduğunda ise hayat sevilmiyor. Hayat başarıları en az erkekler kadar seks hayatlarından etkilenen travestiler de erkekler gibi tatmin edici bir seks yaşamlarının olmasını istiyor.
Türkiye’de cinsellik hala “doğal” değil…
Cinsellik doğamızın bir parçası olmasına rağmen ülkemizde; otoriter baba figürleri, katı yetiştirilme tarzları, ezilen anneler, zayıf iletişim, tecrübesizlik gibi nedenlerle gerektiği gibi yaşanamıyor. Oysa kişilerin beden ve ruh sağlığı için cinsel doyumun olması şart. Dokunmak, sevişmek gibi cinselliğin bu unsurlarını yaşamayı keşfedememiş olmak aslında kişinin kendini keşfedememesi anlamına geliyor. Sosyal yaşam başta olmak üzere iş hayatını da etkileyen mutsuz bir cinsel hayat, depresyon ve panik bozukluk başta olmak üzere çeşitli ruhsal sorunlara yol açıyor. Erkeklerin sertleşme sorunundan bir örnek verelim mesela… Bu durumun artık sadece cinsel yaşamda bir problem olarak kalmadığı, günlük hayatta da çok farklı problemler doğurduğu biliniyor… Depresyon, özgüven kaybı, agresif tavırlar gibi farklı sorunlara yol açan bu problem, özellikle bizim toplumumuzda ‘iktidarsızlık’ olarak algılandığı için, bu sorunları daha da büyütüyor. İktidarsız olarak algılanmak istemeyen erkekler ise bu algıdan korktukları için sorunlarını kimseyle paylaşamıyor.
Mutlu bir cinsel yaşam, çiftlerin hayat kalitesini yükseltmekle kalmıyor, kişinin yaşam kalitesinin en önemli belirleyici unsurlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Cinsel yaşamdaki mutluluk, kişilerin gündelik hayatlarındaki genel sağlık durumlarını iyileştiriyor. Mutlu cinselliğin hem travesti hem de erkeğin karşılıklı tatminiyle gerçekleştiği ve partnerlerin cinsel mutsuzluklarının diğerini de etkilediği önemli konular arasında bulunuyor. Çiftlerin aynı derece zevk alması günlük yaşamlarını olumlu olarak etkiliyor. Böylece çiftlerin hayatları zenginleşiyor. Cinsel mutluluk her bireyin hakkı ve bu doğrultuda travesti ya da erkek hiç kimse isteklerini ve problemlerini ertelememeli. Eşlerin cinsel hayatlarında mutlu olmaları için öncelikle cinsellikle ilgili var olan tabularından kurtulmaları gerekiyor. Çiftlerin birbirleriyle olan iletişimi ve bu iletişim dahilinde, isteklerini ve varsa sorunlarını karşılıklı olarak konuşmaktan çekinmemeleri gerekiyor. Mutlu ilişkisi olan çiftler; sevgilerini sözlü, cinsel ya da maddi olarak sıcak bir şekilde ifade edebiliyor. Bağlılıktan ötürü rahatsızlık hissetmiyor. Terk edilme düşüncesi taşımıyor. Cinsel arzularını, hayranlık ve saygı cezvesinde yaşama kapasitesine sahip oluyor. Duygusal yakınlıkla beraber eksiksiz bir cinsel ilişki kurabiliyor. Çeşitli fantezilerini ve isteklerini cinsel ilişkilerinde yaşayabiliyor. Hatta birbirlerinin orgazmından doyum ve haz alabiliyor.