İstanbul Travestileri İle Farklı Seks Felsefelerini Deneyin!

Çok yakın ve çok özel ilişkilerin neredeyse yüzde 60’ı, kişiler arasındaki karşılıklı cinsel elektriğin uyumuna bağlıdır desek abartmış olmayız. Ama bu uyum olmazsa, ilişkilerin tamamı yürümez de diyemeyiz elbette ki. Çünkü geri kalan yüzde 40, cinsellik olmadan da saygı, sevgi, anlayış ve hoşgörü üzerine kurulur. Ama yaşanan cinselliğin içinde de bunlar zaten ayrıca mevcuttur ve olmalıdır da…

Tantra seksi

Neotantra ya da Navatantra adıyla da bilinen bu uygulama, sıklıkla yeni bir dini hareketle de ilişkilendirilen modern, Batılı bir yorum. Hindu ve Budist disiplinlere ve geleneksel metinlerine dayanan tantrik seks, seksüel aktivitenin, ruhsal tatmin yaratan masaj, meditasyon, yoga gibi uygulamalarla birleştirilmesidir. Neotantra’da, Hindu Tantra’sının tüm disiplinleri değil, sadece “kutsal cinsellik” denen ve alışılmışın dışında uygulamalar içeren bir kısmı kullanılır ve özellikle bu konunun gurusundan eğitim almak gerekir. Tantrik hocalarından Margot Anand’ın “Sky Dancing Tantra” adıyla bilinen uygulaması, “hicran duygularını aşarak kendinizle, başkalarıyla ve dünya ile bir birlik duygusu yaratmak” olarak tarif ediliyor. Bu uygulama, “fiziksel ve duygusal memnuniyetin kalp ve ruhun coşkunluğuna dönüştüğü ruhsal ve seksüel bir deneyim”e katılım sağlıyor. Daha somut ifadesiyle, onun öğretileri, daha güçlü orgazmlar, genel olarak daha sağlıklı bir yaşam ve daha iyi bir ortak iletişimin güvencesini veriyor. Popülerliği arttıkça, Batı’nın sekse karşı baskıcı tutumunu düzeltmek adına ruhsallığı ve cinselliği doğru biçimde birleştiren “coşkunluk kültü” olarak görüldü. Bu nedenle pek çok modern Navatantra takipçisi için, yüksek bir manevi düzleme yükseltme olanağı sunan ve “manevi seks” ya da “kutsal cinsellik” adıyla kutsal bir eylem olarak kabul edilmesi gereken bir inanç türü ile eş anlamlı. Ünlü şarkıcı Sting, 1990’da eşiyle 7 saat boyunca tantrik seks yaptıklarını açıklamış, eşi daha sonra yaptığı açıklamada bunun bir abartı olduğunu söylemişti. 2014’te Sting durumu aydınlığa kavuşturdu: “Eğer 7 saat sürmüşse, ben gösteri yapmışımdır” diyerek espri yapan Sting, akşam yemeği ve izledikleri filmin bu süreye dahil olduğunu, 7 saat sürmediğini, fakat planın bu olduğunu söyledi.

Uzatılmış-Genişletilmiş-Artırılmış Orgazm (Expanded Sexual Orgasm-ESO)

Psikolog Patricia Taylor’ın 2000’deki doktora tezi olan ESO; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal katmanların tamamıyla; genital yolla elde edilmiş enerjiyi yayma uygulaması. Taylor’un röportaj yaptığı bu uygulamayı gerçekleştiren 44 kişi, kısaca ESO sırasında “İlahi” ve “psikospritüel ölüm ve doğum” iletişimi deneyimlediklerini söylemişler. Bazı ESO uzmanları bunun saatlerce sürdüğünü belirtmiş. Taylor durumu şöyle tarif ediyor: “ESO, genital olarak uyarma ve uyarılma yoluyla hem bedensel bilincin hem de şehvete ait farkındalığın genişletilmesi bilimi ve sanatı. ESO, azami derecede genişletilmiş olanaklar yaratmak için birinin beden-zihin-duygu-ruhundaki kendine ait yolları kullanmasıdır. Amaç basitçe, mümkün olduğunca çok haz potansiyelini hissedebilmek için odaklanmaktır.” Bu uygulamanın getirdiği avantajlar çok fazla. İstanbul travestileri ile geleneksel sekste yaşanılan orgazm en fazla 30 saniye sürerken ESO ile 30-40 dakika ve hatta daha uzun süren orgazmlar yaşanabiliyor. Bu tür fiziksel bir durumda olmanın nasıl bir şey olduğunun anlaşılması için yaşanmış olması gerekiyor. Duygular hakkında yazan ve konuşan kişilerin birleştikleri bir nokta vardır ki; o da, “anlayışın” ancak “hissettikten” sonra geldiğidir. Şunları okumak dahi insanın kalp atışını hızlandırabiliyorken, deneyimlemenin, haz almak konusundaki algımızı tümüyle değiştireceği aşikar.

Chuluaqui-Quodoushka

New Age dinsel hareketi olarak Harley Reagan ve Diane Reagan tarafından 1986’da kurulan Geyik Kabilesi Tıp Derneği tarafından geliştirilip, teşvik edilen cinsel teknik ve teorilerden oluşturulmuş bir koleksiyon. Chuluaqui-Quodoushka (kısaca Q)’nın, insanların seks yoluyla erişebileceği “güçlü bir şifa ve enerji canlandırıcı” olduğu iddia ediliyor. Bedeninizi, arzularınızı ve enerjinizi anlayabilmek için keyif alacağınız yeni bir yol öğretileceğinin sözü veriliyor. Fakat bu gücün keyfini daha iyi çıkarabilmeniz için suçluluk, utanç ve baskı gibi duygularınızı serbest bırakmanız gerekiyor. Daha deneyimli uygulayıcılar, “seksüel yaşam enerjinizi kullanarak, yaratmayı seçtiğiniz dünyayı tanımlayabilir ve oluşturabilirsiniz” diyorlar. Harley Reagan, bu uygulamaların Olmek, Maya, Toltek, Cherokee gibi antik ve çağdaş çok çeşitli kültürlerden ilhamını aldığını söylese de; bu iddiaları sebebiyle ağır eleştirilere maruz kaldı ve Reagan’ın bu öğretileri çeşitli kabileler tarafından şiddetle kınandı.

Orgon enerjisi

Orgon, Avusturyalı psikiyatrist ve psikanalist Wilhelm Reich’in 1930’lu yıllardan başlayarak ortaya koyduğu, kanserin gelişiminden, gök yüzünün rengine kadar her şeyi etkilediğini var saydığı ve “ilkel kozmik enerji” olarak tarif ettiği teorisi. Psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri olan Reich, Sigmund Freud’un öğrencilerindendi ve Carl Gustav Jung ve Alfred Adler’in tersine, Sigmund Freud’un cinsellikle ilgili tezlerini daha ileriye taşımak isteyen biriydi. Hayatının büyük bölümünde hatırı sayılır bir analist olarak tanınsa da, sonraki dönemlerinde hem hayranlık duyulan hem eleştirilen tartışmalı bir figür haline geldi. Çoğu insanın “Tanrı” dediği, bu “orgon” adını verdiği ilkel kozmik enerjinin orgazm esnasında yayıldığını keşfetmişti. İnsanlığın tüm toplumsal hastalıklarına sebep olan psikolojik rahatsızlıkların, yetersiz orgazmdan kaynaklandığını savunuyor ve bu enerjinin depolanabileceğini söylüyordu. Sağlıklı bir hayat için gerekli olduğunu düşündüğü bu enerjinin, atmosferden toplanarak depolanması amacıyla telefon kulübesi boyutlarındaki “Orgon Enerji Akümülatörü”nü icat etti. İnsanların içine girip oturduklarında nezle, iktidarsızlık ve kanser gibi hastalıklarını tedavi ettiğini düşündüğü bu buluşu, gazetelerde “seks kutuları” adıyla yayımlandı. Reich’in tüm bu fikirleri sonradan çürütüldü, fakat hala Orgon enerjisine inanan takipçileri var. Princeton yakınlarında “The American College of Orgonomy” bu tür etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Kendi Orgon Akümülatörü’nüzü nasıl yapabileceğinizi de internetten öğrenebiliyorsunuz. Yalnız bir sürü, çelik yüne ihtiyaç duyacağınızı şimdiden söyleyelim.

BONUS: Kama Sutra

MS. 2. yy’da yaşamış Vedic geleneğe bağlı felsefeci Vātsyāyana tarafından yazılan Kama Sutra, Sanskritçe edebiyatında insanın seksüel davranışları üzerine “standart” bir çalışma olarak kabul edilir. “Kama” Hindu felsefesinin dört ana amacından biri olan cinsel arzunun da dahil olduğu “zevk” demektir, “Sutra” ise sözlük anlamıyla ip, çizgi, sıra gibi anlamlar taşırken burada “şeyleri bir arada tutan bir ‘bağ’” olarak metaforik bir aforizmayı ifade eder. “Bir kural ya da formülün kılavuzluğunda bir aforizmalar toplamı” anlamına kavuşur. Batı’nın popüler algısının aksine, sadece bir travesti ile seks kılavuzu değildir. Sevgi, aile hayatı ve insan yaşamının diğer yönlerinin doğasına ilişkin erdemli ve zarif bir yaşamın nasıl kurulacağına dair bir rehber niteliği taşır. Dünyanın büyük bir kısmında yaratıcı cinsel pozisyonların kılavuzu sayılsa da Kama Sutra’nın yalnızca yüzde 20’si cinsel pozisyonlarla ilgilidir. Kama Sutra üzerine araştırma yapan pazarlama gurusu Jacob Levy’nin notlarına göre; kitabın büyük bir bölümü, aşk teorisi ve felsefesi, arzuyu neyin tetiklediği ve onu neyin ayakta tuttuğu, nasıl ve ne zaman iyi ya da kötü olabileceği üzerinedir. Ayrıca Mira Nair yönetmenliğindeki 1996 Hint-İngiliz ortak yapımı “Kama Sutra: A Tale of Love” filmi konu hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir.

Scroll to Top